- bulaşık
- 1) грязная кухонная посуда2) нечистый, грязный3) заразный
İnşaat Mühendisliği ve Mimarlık Türkçe-Rusça Sözlük ve Rus-Türkçe Sözlük. В.И. Макаров. 2005.
İnşaat Mühendisliği ve Mimarlık Türkçe-Rusça Sözlük ve Rus-Türkçe Sözlük. В.И. Макаров. 2005.
bulaşık — is., ğı 1) Yiyecek veya içecekle kirletilmiş mutfak eşyası veya kap kacak Tava indirilir, tepsilere dökülür, tepsiler güneşe konur, yıkanacak bulaşıklar kuyu başına götürülür. M. Ş. Esendal 2) mec. İz, etki, kalıntı Daha balayının bulaşığı… … Çağatay Osmanlı Sözlük
bulaşık makinesi — is. Bulaşık yıkamaya yarayan alet Birleşik Sözler bulaşık makinesi tuzu … Çağatay Osmanlı Sözlük
bulaşık deterjanı — is. Bulaşık yıkarken kullanılan toz, sıvı veya krem biçimindeki temizleme maddesi … Çağatay Osmanlı Sözlük
bulaşık eldiveni — is. Bulaşık yıkarken kullanılan, plastikten yapılmış, geçirimsiz eldiven … Çağatay Osmanlı Sözlük
bulaşık makinesi tuzu — is. Bulaşık makinelerinde yıkananların ve makine parçalarının üzerinde kireç kalıntısının oluşmasını engelleyen kimyasal bileşim … Çağatay Osmanlı Sözlük
bulaşık suyu — is. 1) Bulaşıkları yıkamak için kullanılan su 2) Bulaşığın yıkanmasıyla ortaya çıkan su Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller bulaşık suyu gibi … Çağatay Osmanlı Sözlük
bulaşık iş — is. Yolsuz, uygunsuz, kirli iş … Çağatay Osmanlı Sözlük
bulaşık adam — is. Yolsuz, uygunsuz işler yapan, sataşma alışkanlığı olan kimse … Çağatay Osmanlı Sözlük
bulaşık bezi — is. Bulaşıkları yıkamak için kullanılan bez … Çağatay Osmanlı Sözlük
bulaşık deniz — is. Mayın tehlikesi olan deniz … Çağatay Osmanlı Sözlük
bulaşık gemi — is., den. Tayfalarında veya yolcuları arasında bulaşıcı hastalık bulunan gemi … Çağatay Osmanlı Sözlük